Roma Antlaşması


Avrupa Birliği, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra büyük bir yıkıma uğrayan Avrupa’da, barışın ve bölgesel istikrarın yeniden sağlanması ve ekonomik yeniden yapılanma amacıyla oluşturulan bir ülkeler topluluğudur.
Avrupa Birliği’nin temelleri, 9 Mayıs 1950'de Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schumann tarafından Avrupa ülkelerine savaş sanayinin ana maddeleri olan kömür ve çeliğin kullanımının uluslarüstü bir organın sorumluluğunda yürütülmesine ilişkin yapılan çağrıyla atıldı. Bu çağrıya cevap veren Fransa, Almanya, İtalya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda, 1951’de imzaladıkları Paris Antlaşması'yla Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu (AKÇT) kurdular. AKÇT’yi kuranların hedefi, 20. yüzyılın ilk yarısında iki büyük savaş yaşamış, şehirleri yıkılmış Avrupa’yı yeniden inşa edip barışın sürekli olmasını sağlamaktı.
1957’de ise kömür ve çeliğin yanısıra diğer sektörlerde de ekonomik birliği kurmak amacıyla Roma Antlaşması’nı imzalayan altı ülke “Avrupa Ekonomik Topluluğu”nu (AET) kurdular. 248 madde ve protokollerden oluşan Roma Antlaşması 1 Ocak 1958'de yürürlüğe girdi ve AET'ye hukuken uluslarüstü bir kuruluş olma niteliği kazandırdı.
AET'nin hedefi malların, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaştığı bir ortak pazarın kurulması idi. Nihai hedef ise AET'nin siyasi bütünlüğe ulaşmasıydı.
Roma Antlaşması'nın 2. maddesi AET'nin hedefini şu şekilde açıklar:
'Topluluğun görevi, ortak pazarın kurulması ve üye ülkelerin ekonomik politikalarının giderek yakınlaştırılması suretiyle, Topluluğun bütünü içinde ekonomik etkinliklerin uyumlu olarak gelişmesini, sürekli ve dengeli bir yayılmayı, artan bir istikrarı, yaşam düzeyinin hızla yükseltilmesini ve birleştirdiği devletler arasında daha sıkı ilşkileri gerçekleştirmektir.'

Kaynak: AB Türkiye Delegasyonu Resmi Websitesi 

Yazdır